Venedik’in Büyüsü
( Hava farklı kararıyor Venedik’te, sanki gökyüzü önce bir tülle örtülüyor, arkasından kırmızının her tonundan bir çok lamba yanıyor. Sonrası, kalın perdeler! Teknemiz, arkasında bir trampetçi varmış gibi, gökyüzüne nispet edercesine kararmakta olan suları yararak, büyük kanala giriyor. Dar su yolunda usulca ilerlerken, derinden gelen sesler, yanan sokak lambaları, ıslak soğuk ve atkımın yumuşak sıcaklığı içimi ürpertiyor. Yanımdaki koltuğa dönüyorum. Farklı güzelliğinin sert bakışlarla birleştiği, fakat içinde eşsiz bir ruh ve masal kahramanı barındıran, hayatı bana kusursuzlaştıran, Y.’de, gezdiriyor düşüncelerini her bir tarafta. Biliyorum ki, şu an ve bundan sonraki anlar bize ortak hayaller hediye etmekte. Yavaşça eline dokunuyorum. Hemen çeviriyor bakışlarını bana ve gözlerindeki ışıltıdan anlıyorum ki, haklıyım… Rialto Köprüsünün altından geçerken, farklı duygular karışıyor düşüncelerime. Bir süre daha, zamansız akan kanalda ilerledikten sonra, karşımıza, suyun içinden yükselmiş gibi gözüken o büyüleyici taş yapı çıkıyor. Üzerine yansıyan hayali şekiller, aydınlatmanın da etkisiyle zaman kavramımı değiştiriyor. Çiçek Süslemeli desenler gülen suratlar gibi geliyor bana. Desenlerinin arasından birileri, sanki bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Suyla birleşen sütunların yanındayız şimdi, kaptana biraz duraksamasını söylüyorum. Ca’ d’Oro’ ya bakarken, Wagner’in Parsifal’ini duyar gibi oluyorum. Taş sarayın önünde, bir sürü şey canlanıyor zihnimde, aynı, şu an bunları yazarken olduğu gibi. Kısa bir süre sonra tekne hareket ediyor ve bizi bırakacağı iskeleye yanaşıyor. Soğuk sokaklarda, topuk seslerimiz eşliğinde ilerlerken Parsifal hala bize eşlik ediyor. Bomboş ve hiç bozulmamış ortaçağ mimarisi ile dolu yolda, otelimize doğru giderken, bir an karşımıza Venedik Taciri Antonio çıkacakmış gibi geliyor…
Bu günlerde, hafızamın raflarına uzanmak, dolaştırıyor bir sürü hatıranın içerisinde beni. Kendince, ihtişamlı, insana huzur veren, gülümseten ve bazen de hüzünlendiren bölümler ekleyerek. Bana kendi masallarımı yaratıyor ve onların kahramanı da ben oluyorum. Hülasa, kafamın içersinden bir şeyler bana sesleniyor; umut, umut ve umut diye. )
Recent Comments