Öyle sakin ve büyüleyici ki… Simsiyah bir gecenin köşesinden yükselen, ateş gibi bir renk cümbüşü. Bir taraf karanlıkken, ah, o gelecek olan günün kıpırtıları yok mu? Yüzünü dokunan rüzgarla yıkıyorsun sanki. Ormanın derinliklerinden kopup sana ulaşan o mis gibi koku ve sanki prova yapan birkaç işgüzar Karatavuk… Görünmüyorlar, ama o insanın içini ısıtan şakımaları nasıl bir şey!

Nasıl bir ses ki; üzgünsen ağlatan, mutluluğa uyanmışsan seni coşku ile kucaklayan, emsalsiz bir ötüş. Karanlığın içinden doğan güneş henüz gökyüzüne sahip olmadan, görmediğin ama duyumsadığın kokular, esen rüzgar ve her taraftan sana ulaşan Karatavukların cıvıldamaları…

Yaşam böylesine mucizevi iken ve hâlâ bu masalın içindeyken, bırak kendini ona. Sarıl şafak vakti Karatavukların sesiyle başlayan her güne… Sarıl.