Yaşamak, suyun üstünde yüzen bir yaprak gibi olmalı aslında. Sakin bir su, hafifçe derinden bir akıntısı olan ve seni çok ama çok uzaklara götürecek. Etrafın değişecek; bazen yemyeşil ağaçlar, sonrasında ise uçsuz bucaksız tarlalar. Rüzgarla birlikte salınan buğday başakları göreceksin her tarafta; seni kuşatmışlar ve sen bu kuşatmadan memnunsun. Bir an sonra güneş, ışık oyunları […]
Yaşamak, bazen bulutların üzerinde; aşağısı göz alabildiğine beyaz, yukarısı masmavi. Huzur, sükûnet, aydınlık ve endişeden hiçbir eser yok. Bazen de kör kuyuların içinde, koyu karanlıkta… Gözlerini kapatsan dahi erişemeyeceğin bir siyah; yokluk ve acz… Sıkıntılar, göğsünün içinde sıkışmış bir güvercin misali çırpınıyor. Zaman zaman öyle ya da diğer… Unutulmaması gereken ise, çoğunlukla arada ve ayaklarının […]
Kasım ayı ile birlikte değişir İstanbul’da iklim; çınar yapraklarının çoğu sararmış, gövdelerinden kopup yollara savrulmuşlardır bile. Yalnız bir sokak lambasının kenarındaki Gece Yasemini’nin kokusu, insanı yazın başlangıcına götürür, sanki ıhlamurlar açıyormuş gibi bir his uyandırır. Ancak artık soğuk rüzgârlar ve sessiz geceler vardır; çocukların cıvıltısı yerini ıslık çalan poyraza bırakmış, göçmen kuşlar çoktan uzaklara gitmiştir. […]
Takıldım zor soruların peşine, bembeyaz Karahindiba tohumları gibi uçuyorum düşüncelerimde yine. Kafamın içindeki tohumlar, gerçeği bulmaya çalışan hafiyeler gibi oradan oraya savruluyor. Gerçi gerçek ne, onu da bilmiyorum! Bugün, “Evet, işte buldum,” dediğine, belki yarın, “Aslında değilmiş,” diyeceksin. O zaman neden bu düşüncelerle mücadele? Boşver, ne olacaksa olsun. Değişmeyecek hiçbir şey; sen ne yaparsan yap, […]
Bazen yaptıklarım ve kafamın içinden geçen düşünceler bambaşka oluyor. Otururken, yürürken ya da konuşurken bir ben var; ama içeride bambaşka bir ben. Bu hâl, hayal mi yoksa başka bir şey mi, bilmiyorum. Derinlere doğru çekiyor ve etkisi altına alıyor. Hele uyumak için gözlerimi kapattığımda, durdurulamaz bir ben çıkıyor ortaya; düşünceler yumağında kayboluyorum. Yaşanmış veya yaşanması […]
Deniz, uçsuz; güneş, bakmak; yavaş, dağ, etek; ilelebet, kaybolmak ve aşk… İlk bakışta benzemez bu kelimeler birbirine ve düzensiz yerleştiklerinde bir şey söyleyemezler. Sanki bir büyü, birbirinden farklı anlam ifade eden bu kelimeleri bir araya getirir ve onların ifade gücünde sarsılırız. Zaman ve mekan olgusunu yitirir, sözcükler her şeyin sahibi olur. Uçsuz bucaksız denizlere bakan […]
Sonsuzmuş gibi yaşamak, sanki hiç sonu gelmeyecekmiş sanarak günleri birer birer eritmek. Beklemek, yapmak istediklerini hep ertelemek. Sabah kalkıp hep aynı şeyleri günbegün tekrarlamak; ama diğerleri, yani en çok istediklerin, hep sonraki, daha sonraki ve çok daha sonraki günlere bırakmak. Çocukluk yılları, okul dönemi ve gençlik… Bitmeyecek kadar uzun geçen zamanın ardından hayatın karmaşası içinde […]
Pırıl pırıl bir günde, sabun kokan yastık, soğuk mu soğuk suyla yıkadığım yüzüm ve ardından başımdan aşağı akan ılık sular… Sanki yağmurun altındayım ve umarsızca ıslanıyorum. Öyle mutluyum ki, kulaklarıma uzaklardan bir müzik sesi geliyor. “Under Trees” çalıyor, Bernward Koch’tan. Kalıyorum bir süre öylece; yüzümdeki gülümseme içime yansıyor. Mutluyum işte! Düşlerimle dolu yükümle çıkıyorum yola. […]
Kural yok artık, plan ya da beklenti. Sadece an ve en iyi halde bir ruh. Hepsi bu: zaman ve ruh! Yaşamın kıyısında koşmadan, seni tamamen çevreleyen hayatın içinde, kendine yarattığın birçok ufak hikayeyle beraber. Sorunların, üzüntülerin var, fakat tüm olumsuzluklara rağmen kendine yaratabildiğin o küçük mutluluklarla dolusun. Bu anları, hayatın içine ne kadar sığdırabilirsen sığdırmalısın. […]
Sonunda yakalandığım Covid-19’un Omicron varyantının görece daha ağır geçirdiğim sürecinin sonlarına gelmişken, bir tarafta Songs From A Secret Garden‘ın büyülü müziği, elimde kitabım ve Nisan ayının bulut ve güneşle oynaştığı gökyüzü kovalamacasının odama sızan görüntüleriyle Murakami okumaya devam ediyorum. Farkına varmadan düşüncelerimin kontrolünü kaybettiğimi hissediyorum. Sanki kitabın cümleleri yavaşça sayfanın kenarından aşağıya doğru akarak pencereden […]