( Çağdaş bir Türk yazarla, mesela Yaşar Kemal’le, yirminci yüzyıl Çukurova’sına gidebilirsiniz. Amerikalı yazar, Paul Auster ile, 1960’ların, 1970’lerin New York’una; ya da Orhan Pamuk’la aynı senelerin İstanbul’una. Sabahattin Ali’lerden, Franz Kafka’lara, Lev Tolstoy’dan, Victor Hugo’ya, Virginia Woolf’a, Albert Camus’a, ya da başka bir yazara ait kitabın sayfalarını çevirmeye başladığımız an, artık bir zaman yolcusuyuzdur. Alice’in yanındaki tavşan da olabiliriz, Heidi ile birlikte İsviçre dağlarında çiçek de toplayabiliriz. Hatta Arthur Golden’ın,”Bir Geyşanın Anıları” isimli kitabı elimizdeyse, 1930’ların Japonya’sında damlarda koşabiliriz.

Ezcümle, okumak yücelmektir; öğrenmek, hayatı anlamaya çalışmaktır. Bulunduğun zaman ve yerden, en kolay uzaklaşma ve en hızlı şekilde geriye dönebilme yöntemidir. Yani zamanda yolculuk etmektir! Sevmeyi ve iyi insan olmayı öğrenmenin en kısa yoludur.

Dünyanın en gizemli hazinesinin anahtarı her yerde, yeter ki onu açmak isteyelim. )