( Sokakta yürürken, okşamak bir köpeğin başını, ama öyle içtenki, onun gözlerinde ki huzuru görmeli insan. Zorluk çeken bir ele uzanmak, hiçbir karşılık düşünmeden. Selam vermek tanımadığın kişilere, tertemiz traşlı yüzünden gülümsemeyi eksik etmeden. Sevdiklerinin her daim yanında olmak, iyi günde ve zor günde. Hiç görmediğin diyarlara, bir şeyler yapmak için ulaşmaya çalışmak, öylesine çoşkulu ve gönlü bol olarak. Beli bükülmüş bir elma fidanını destekleyip, tekrar hayata tutundurmak; hem de çok önemli bir işe yetişmeye çalışırken. Uzun süre elinde kalan bir çöpü, yere atmadan sımsıkı tutarak yürümek sıcak bir yaz günü. Anadolu’nun ücra köşesindeki bir öğrenciye destek vermek ve hatta dünyanın öbür ucundaki bir bebeğe ilaç gönderebilmek ve sonunda huzurla dolmak. Yani, iyi olmak! )