( Siyah bir köpeğin başını okşadım dün. O da mutluydu anlaşılan, çünkü gözleri kısık, kafasını avucuma doğru itiyordu. Tenimin değdiği bir ten, ya da bir başka canlı, kim olursa dokunduğum, eğer sevgi verebiliyorsam karşımdakine, ruhum tarifi mümkün olmayana kavuşur. Berrak bir suda, yemyeşil yapraklı ağaçların altında yıkanıyorumdur o an belki. Ya da, çocukken hep cennetten kopup gelen parçalar gibi düşündüğüm, başıboş dolaşan bembeyaz bulutların üzerindeyimdir. Sevgi dolu fiziki temas, ruhumuza açılan bir penceredir. Ne kadar çok sevebilirsek çevremizdekileri ve temas edebilirsek, o pencere hep açık kalır. Bizi besleyen, mutlu kılan, onaran bir sürü iyileştirici etkenin içeri girmesine izin verir. Aksi takdirde kapanır ve ruhun yaşama açılması son bulur. )