Sonsuzmuş gibi yaşamak, sanki hiç sonu gelmeyecekmiş sanarak günleri birer birer eritmek. Beklemek, yapmak istediklerini hep ertelemek. Sabah kalkıp hep aynı şeyleri günbegün tekrarlamak; ama diğerleri, yani en çok istediklerin, hep sonraki, daha sonraki ve çok daha sonraki günlere bırakmak.

Çocukluk yılları, okul dönemi ve gençlik… Bitmeyecek kadar uzun geçen zamanın ardından hayatın karmaşası içinde kaybolmak. Ta ki seni, kısa süreliğine de olsa, durup yaşadıklarını ve yapacaklarını düşünmeye iten anlar gelene kadar. Düşünmek için çok uzun, ama yapmak için çok kısa. Hiç vakit kaybetmeden başlamalısın; bu, “hayat kısa, sonra pişman olursun” diye değil. Sonsuz da olsa, şimdiki benliğinle geçireceğin süre sınırlı. Durma! Başla, yapabildiklerinden; ertelediklerin sadece sırasını bekleyenler olsun.