Kaybolur ışık ve karanlıkla birlikte çöker hüzün. Kargaşa yayılır beyninin tüm kıvrımlarına. Aslında düşünmek bile istemezsin; yorgundur zihnin. Elinden kayıp gidenler içini dağlar, özlem duyarsın. Hayatın anlamını yeniden sorgularsın, bir sonuç alamayacağını bildiğin halde. İnsan olmanın getirdiği karmaşa, o beyin dediğimiz gizemli sinir ağı, kedinin fareyle oynadığı gibi oynar seninle.

Bir yandan yanan Türkiye’nin yeşil denizleri, o eşsiz ağaçlar, kaçamayan biçare hayvanlar gelir aklına. Evleri, yaşamlarının kökleri o toprağa bağlı olan insanlar ve arkasından dünyanın içinde olduğu salgın sarmalı. Sanki kaçış yokmuş gibi hissettirir bir an. Ama sonra zihnindeki bulutlar dağılmaya başlar ve yine görünür ruhunun güneşi, bir dahaki bulutlara kadar…