( Üç basamaklı bir sayı 272; sizce ne ifade ediyor? Mesela, bir tarih mi? Yoksa, ağırlık veya uzunluk ölçüsü mü? Ya da başına eksi gelirse, Helyum elementinin ergime noktası mı? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Benim burada bahsedeceğim 272 sayısı, sene olarak bir zaman aralığını ifade ediyor. Biz Türk’lerin gelişimini frenleyen, medeniyetin gerisinde bırakan ve bütün bunların sonucunda da devasa bir imparatorluğun yok oluşunu hazırlayan sürecin en önemli yapı taşı matbaanın, Osmanlı’ ya keşfinden ne kadar sonra geldiğini gösteriyor. Yani, Almanya’nın Mainz şehrinde Gutenberg’in ilk bastığı kitaptan, tam 272 sene sonra, İstanbul’da, Müteferrika tarafından kullanılmaya başlanmasının arasında geçen süre. Belki de, Türk ulusunun kaybolan inancının, damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu söyleyip, üstün zekası, çağın ilerisindeki bakış açısı, inanılmaz askeri dehası ve devlet adamlığı vasıflarına sahip Atatürk olmasa, şu an özgür bir ana vatanımız olmayacaktı. Bilimi, sanatı, güncel gelişmeleri, halkın her kesimine ulaştıramayan ve taassup içinde yaşayan, hiç bir yenilikten haberi olmayan bir devlet ve halkının topyekün yok oluşuna sebep olacak bir zaman aralığı. Bu yüzdendir ki, ben kendi adıma, 272 sayısını hiç unutmam! En büyük temennimde, Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyeti yaşatacak nesillerin, 272 sene bir tarafa, 272 saniyeyi bile ıskalamamasıdır.

Bu vesileyle, yüz yaşına yaklaşan laik cumhuriyetimizin ne kadar değerli olduğunu ve onu korumak, geliştirmek ve ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmamız gerektiğinin altını kendi adıma bir kez daha çiziyorum. )