Mariage d’Amour kulaklarımda yankılanıyor, uykunun ötesinde bir yerdeyim. Huzur dolu müziğin benliğimde dolaşması sürerken, sanki biri bana bir şey fısıldıyor: “Artık son vermeli kuşkulara, sorgulara ve karamsarlığa. Attığın her adıma duyguların yön vermeli. Ancak o zaman, zorlanmadan varırsın istediğin yere

Sakin ol… İçinde olan her şey aslında aklına bir başkaldırı. Mantığın değil, duygunun daha çok yer kapladığı bir ruh. Ne yapman gerektiğine karar verirken, bu kez sen değil, bırak o duygular konuşsun. İşte o zaman aklın ulaşamadığı bir his rehberin olacak.

Etrafına iyice bak… Uyandın artık. Perdeleri aç ve karşında güneşli sabahtaki o çiğ tanesini gör…”