Yaşamak Üçlemesi – 1. Kısım: Ruhun Merdiven Dayayacak Gün Işığına
Yaşamak, bazen bulutların üzerinde; aşağısı göz alabildiğine beyaz, yukarısı masmavi. Huzur, sükûnet, aydınlık ve endişeden hiçbir eser yok. Bazen de kör kuyuların içinde, koyu karanlıkta… Gözlerini kapatsan dahi erişemeyeceğin bir siyah; yokluk ve acz… Sıkıntılar, göğsünün içinde sıkışmış bir güvercin misali çırpınıyor.
Zaman zaman öyle ya da diğer… Unutulmaması gereken ise, çoğunlukla arada ve ayaklarının üzerinde olduğundur. Kuyunun kenarına yaklaşabilir, hatta koyu karanlığa mahkûm olabilirsin bir süreliğine. Ama bilmelisin ki, oradan çıkacaksın. Ruhun merdiven dayayacak ve gün ışığına kavuşacaksın, er ya da geç. Kaybetmemelisin içindeki umudu, hiçbir zaman.
Bazen de bulutlara kadar yükseleceksin. Orada kalmak istesen de sonunda kayacaksın aşağıya. Aslında, ne o ne bu… Ortalama bir duygu yüküyle yaşayacağız zamanın büyük kısmında. Ne hep bulutların ötesinde, ne de koyu karanlık kuyularda kalacağız çaresizce. Zamanı geldiğinde, kendin ya da bir elin yardımıyla düzlüğe çıkacak ve çoğunlukla orada olacaksın.
Her ikisinin de bana öğrettiği tek bir şey var: Sonsuza kadar kalamazsın herhangi bir yerde. Ne olursa olsun, bırakma içindeki umudu ve onun sana yol göstermesine izin ver. Unutma ki, göğsünün içinde seni sıkıştıran, kanat çırpan güvercinler bir gün gelir, seni bulutların ötesine taşıyan kanatlar olabilir.
Recent Comments