Yaşamak

( Hiçbir tasa taşımadan, korkmadan, gelecek endişesinden sıyrılmış ve hür olmak. Sevmek, sevilmek. En az iki başka ruha, kendini koşulsuz bırakabilmek. Çok fazla sorgulamadan, suyun akışını tersine çevirmeye uğraşmadan, ama hep inanarak, durmadan çalışıp, gelişmek ve ilerlemek. Yeniliklere açık, bilime inanan ve hiç kimseyi dili, dini ve siyasi görüşü, ya da ırkı veya cinsiyeti üzerinden […]

Dokunabilmek

( Siyah bir köpeğin başını okşadım dün. O da mutluydu anlaşılan, çünkü gözleri kısık, kafasını avucuma doğru itiyordu. Tenimin değdiği bir ten, ya da bir başka canlı, kim olursa dokunduğum, eğer sevgi verebiliyorsam karşımdakine, ruhum tarifi mümkün olmayana kavuşur. Berrak bir suda, yemyeşil yapraklı ağaçların altında yıkanıyorumdur o an belki. Ya da, çocukken hep cennetten […]

Gece

( Sessizlik, karanlık ve hayallerle baş başa kaldığın an. İki aydınlık arasındaki bir nevi kendinle hesaplaşma zamanı. Yapmak istediklerin veya yapabildiklerinin zihninin içinde dönüp durduğu, rüyalar aleminden önceki karışık düşünceler. Doğrular, yanlışlar ama geri dönüşü olmayan yaşanmışlıklar. Bazen, o yalnız anlarda, sen de karanlıklar içindesindir; aydınlıkta duyduğun bir söz, incittiğin bir insan veya kötü giden […]

Kış

( Tezgahlarda görünen narlar, dumanı tüten kestane veya dilini yakan sımsıcak salep. Önce lodos, bir müddet sonra karayele dönen soğuk rüzgar; arkasından yağmur, belki de kar. Geride kalan sonbaharın, güçsüz güneşle birlikte, nafile bir çabayla sıkı sıkıya tutunmak istemesi zamana. Gece pencerenden baktığında, sokak lambasının ışığı altında resital yapan kar taneleri. Yoğun sessizliği delen, ıslık […]

Dolup Taşamayan Hüzünler

( Hüzünlerimi içime gömüyorum çoğu zaman. Biliyorum ki, izin verirsem ortalığa çıkmalarına, beni bir çember gibi saracaklar. Ne kadar çırpınsam da çıkamayacağım o sınırın dışına. Dışarıdan bakıldığında mutlu bir adam görüyor diğer insanlar. Aslında, içime gömdüğüm hüzünler arttıkça mutluluğun değerini daha iyi anlıyorum ve açıyorum kendimi saadete. Ömür, her yeni güne uyandığımda bana yepyeni bir […]

Zaman

“Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare, geniş bir anınParçalanmaz akışında.” * ( Yedi yaşındayım, sıcak bir Ağustos akşamı, annemin ve benden yedi yaş büyük kardeşimin önünde, hızla koşmaya başlıyorum. O sıralar yeni çıkmış bir çikolatayı, bakkal kapanmadan almam gerek! Bana karşı esen rüzgarın uçuşturduğu uzun saçlarımla, kendi kendime, daha hızlı, daha hızlı diyor ve sadece […]