Göz Önünde Saklanmak

( Her şeyin ortasında, şehrin çılgın kalabalığı içinde ve her taraftan kuşatılmış bir haldeyken dahi, görünmeden kalabilir mi insan? Fiziken ortada olmak, ama ruhen kuytu bir köşeye çekilmek. Geçmişin derin hatıralarından sıyrılmak ve geleceğin keskin endişelerini bir süreliğine bile olsa askıya almak. Yani, göz önünde saklanmak! Mümkün mü bu? )

İsterdim

( İsterdim! Daha çok gülümseme görmek, sevgiyle birbirine dokunan insanlar ve bulutsuz bir gökyüzü altında, dünyanın her yerinde huzurla dolaşmak. İsterdim! Hesapsız sevebilmek, korkmadan söyleyebilmek her düşündüğümü ve zapt edilmeden yaşamak, sınırsız, yasaksız ve özgürce. İsterdim! Verilen emeklerin karşılığının alındığını, dürüstçe çalışan ve yaşayanın hakkının korunduğunu görmek. İsterdim! Eğitimin, bilimin ışığının altında yapıldığı, hiçbir kişi […]

Kuyu

( Bazen düşerim içimdeki dipsiz, karanlık, sessiz ve bir o kadar da gizemli kuyuya. Kayarım zamanı unutarak yüzeyden aşağılara doğru. Ne kadar gidersem gideyim, bilirim ki sonu gelmeyecek. Sanki bir kuş tüyü gibi süzülürüm düşüncelerimin derinliklerine. Yol boyunca, bazen bildiğim, çıkışı bulabileceğim, bazen de kaybolacağım zihnimin yollarında dolaşır dururum. Süresi belirsiz yolculuk bir an gelir […]

Sonbaharla Birlikte

( Sakinlik, belirsizlik, özlem, karamsarlık ve yağmur ve yapraklarını kaybetmek üzere olan, endişeli bir bekleyiş içindeki ağaçlar. Kararsız rüzgarının savurduğu saçlarınız gibi, düşüncelerinizi de bir taraftan başka bir tarafa götürür sonbahar. Sonra, başımızı gökyüzüne kaldırdığımızda, bulunduğumuz yarım küreyi terk etmekte olan göçmen kuşları görürüz bazen. Onlarla uçup gider, geçirdiğimiz yazın hatıraları; ta ki bir dahaki […]