( Sapsarı güneş ışıklarının altında, duman rengi bir balona bağlı, büyükçe bir sepetin içindeyim. Ne bir pilot, ne de bir başkası var yanımda. Yere paralel hızla kayıyorum, İlerideki karanlık bulutların içerisine; yükseklerdeki derin mavi ve parlayan güneşe doğru yükselmek yerine. Sadece, tepemdeki balonla aynı renkte, gökyüzü ve güneş ışıklarıyla tezat yük duruyor çevremde. Üzerinde, kızgınlık, […]
( O huzur veren kağıt ve mürekkep kokusunu duyduğum an, yeni bir yolculuğa çıkacağımı anlarım. İlk sayfayı açtığımda, gözlerimle kelimelere tutunur ve olduğum yerden, geçmiş zamanlara, geleceğe veya yerkürenin en ücra köşelerine; hatta, belki de, evrenin bilinmezliğine doğru, sayfaların kanatlarıyla uzaklaşmaya başlarım. Gılgamış Destanı’ndan, Johannes Gutenberg’e ve ondan da bize kadar ulaşan kitaplara minnettarım. Bana, […]
( Kulağıma ulaşmasını isterim. Mesela, odadayken mutfaktan; okulun kütüphanesinde kitap okurken, koridordan. Ya da parkta otururken, kahkahaların eşlik ettiği, çocukların koşan ayak seslerinin. Her nerede ve ne şekilde olursa olsun, bana yalnız olmadığımı hissettiren bir sesleniştir o ritmik tıkırtı. Tınısı, yaşadığımı ve hayatı paylaştığım başka canlıların olduğunu söyler. Bazen, tek başıma kaldığım, sıcak bir Ağustos […]